Teknoloji

2023’te sağlık kuruluşlarının yüzde 60’ı fidye yazılımı saldırılarına maruz kaldı

Sağlık departmanında hastalara ait özel bilgilerin güvenliği, sağlık hizmetlerinin aksamadan sürdürülmesinde hayati bir rol oynuyor. Sağlık kuruluşları hasta haklarına ve hassas verilere sahip olduğundan kapsamlı bir siber güvenlik yaklaşımına ihtiyaç duymaktadır. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre 2023 yılında sağlık kuruluşlarının %60’ı fidye yazılımı saldırılarına maruz kaldı. Bu nedenle sağlık kuruluşlarının potansiyel tehditlerin tespiti ve hasta güvenliği açısından siber güvenlik önlemlerine öncelik vermesi önemli. Sektörün teknolojiyle ilişkisi güçlendikçe siber saldırı riskinin de arttığını söyleyen WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, siber güvenliğin sağlık sektörüne sağladığı 3 avantajı sıralıyor.

Her sektörde yaygın olarak kullanılan teknoloji, sağlık ve ilaç sektöründe de önemli bir konuma yükseldi. Tıbbi sistemlerde teknoloji aracılığıyla yaşanan ilerlemeler, hasta bakımını önemli ölçüde iyileştirdi, maliyetleri azalttı ve verimliliği artırdı. Ancak departmandaki veri hacmi göz önüne alındığında dış tehditlere karşı savunmasız olduğundan sağlık kurumlarının siber güvenlik önlemlerini güçlendirmesi gerekiyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, 2023 yılına kadar sağlık kuruluşlarının %60’ının fidye yazılımı saldırılarına maruz kalacağını gösteriyor. Bu nedenle sağlık sektörünün kapsamlı bir güvenlik yaklaşımı benimsemesi önemli. WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, departmanın teknolojiyle bağlantısı güçlendikçe siber saldırı riskinin arttığını vurgulayarak, siber güvenliğin sağlık kurumlarına sağladığı 3 avantajı paylaşıyor.

 

1. Mevzuata uygunluğu sağlar:   Güvenlik duvarları, HIPAA (Sağlık Sigortası Taşınabilirlik ve Sorumluluk Yasası) gibi düzenlemelere uymak açısından kritik öneme sahiptir. Ancak gerçekten etkili olabilmeleri için bunların doğru şekilde yapılandırılması gerekir. Bu amaçla yetkili ağ adreslerinden yalnızca gerekli bilgi trafiğine izin veren makul kurallara ihtiyaç vardır. Genel “izin” kurallarından kaçınılmalıdır çünkü bunlar PHI’ya yetkisiz erişime izin verebilir.

 

2. Tıbbi cihazları korur: Tıbbi Nesnelerin İnterneti (IoMT) cihazlarının yükselişi nedeniyle artık çok sayıda tıbbi cihaz birbirine bağlanarak gerçek zamanlı izlemeyi ve kesintisiz bilgi paylaşımını kolaylaştırıyor. Bu durumun en önemli dezavantajı ise kritik güvenlik riskleri oluşturmasıdır. Ağı bölümlere ayıran, bağımsız alt ağlar oluşturup aralarındaki trafiği kontrol eden, ağın tamamını etkilemeyeceği için tehditlerin yayılma olasılığını azaltan bir güvenlik duvarı ile risklerin önüne geçilebilir. Etkili trafik izlemeyle birleştirilmiş, iyi yürütülen erişim kontrol politikaları, ağ üzerinde daha fazla kontrol sağlayarak güvenliğin artmasını sağlar.

 

3. Ağ performansını artırır: Güvenlik duvarları güvenliği artırmanın yanı sıra ağ performansını da optimize eder. Trafik akışını yöneterek gereksiz bant genişliği kullanımını önleyebilir ve kritik tıbbi uygulamaların sorunsuz çalışmasını sağlayabilir. Böylece gecikmeyi azaltarak ve yanıt sürelerini iyileştirerek genel ağ verimliliğinin optimize edilmesine yardımcı olur.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu