Haber

Cumartesi Anneleri 1000. Haftada Galatasaray Meydanı’nda Buluştu

(İSTANBUL) – Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için ve faillerin yargılanması talebiyle 1995’ten bugüne oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 1000’inci haftada Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Açıklamada, “1000 haftadır hiç dinmeyen bir ağrıyla ve aynı zamanda hiç bitmeyen bir umutla Galatasaray Meydanı’nda bir araya geliyoruz. Devletin alıp götürdüğü sevdiklerimizi istiyoruz” denildi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdüğü oturma eyleminin bugün 1000’inci haftası. İlk olarak 27 Mayıs 1995’te Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri’nin buradaki nöbeti, uzunca bir süre engellenmişti. Bir süre Beyoğlu’ndaki İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen aileler, Anayasa Mahkemesi kararının ardından 11 Kasım 2023’teki 973’üncü hafta buluşmasında engelleme ve gözaltı işlemi olmadan Galatasaray Meydanı’nda buluşabilmişti.

Cumartesi Anneleri’nin buradaki anmasına verilen kısıtlı sayıda insan izni uygulaması ise 1000’inci hafta nedeniyle geniş katılımlı oldu. Eyleme DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, eski HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan, Sezai Temelli ve Mithat Sancar, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP Genel Başkan yardımcıları Gökçe Gökçen, Suat Özçağdaş, İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve çok sayıda siyasi parti, örgüt, dernek ve sendika temsilcisi de katıldı.

“Geriye sadece isimleri ve kucaklarımızdaki fotoğrafları kaldı”

Aileler adına hazırlanan ortak açıklama şöyle:

“Bugün burada, 1000’inci kez aynı derin acı ve aynı ısrarla bir araya geliyoruz. 1000 hafta… Yani 7000 gün, 229 ay… Yani arayışla geçen bir ömür… Biz Cumartesi Anneleri-İnsanlarıyız. Anneyiz, babayız, eşiz, kardeşiz, evladız, yeğeniz, torunuz. Yani sizler gibiyiz ama aslında bir farkımız var sizden. Bizim kalbimizde aynı derin yara sızlıyor; sevdiklerimizin mezarlarına bile sahip olamamanın tarifsiz acısı. Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan sevdiklerimizden bir daha haber alamadık. ya aylar, uzun yıllar sonra ‘kimliği meçhul kişi’ olarak gizlice gömüldükleri kimsesizler mezarlığında ağır işkence izleri taşıyan bedenlerine ulaştık ya da hiçbir iz bulamadık. Onlardan geriye sadece isimleri ve kucaklarımızdaki fotoğrafları kaldı.

“Onlar bizim en sevdiğimizdi”

Kucağımızda fotoğraflarını taşıdığımız sevdiklerimize bir bakın. Onlar da sizin gibiydiler. İşçilerdi, esnaflardı, taksicilerdi, çiftçilerdi, doktorlardı, eczacılardı, hemşirelerdi, gardiyanlardı, avukatlardı, gazetecilerdi, öğretmenlerdi, mühendislerdi, iş insanlarıydı, ilköğretim, lise ve üniversite öğrencileriydi, siyasetçilerdi, sendikacılardı. Onlar bizim en sevdiğimizdi. 1000 haftadır hiç dinmeyen bir ağrıyla ve aynı zamanda hiç bitmeyen bir umutla Galatasaray Meydanı’nda bir araya geliyoruz. Devletin alıp götürdüğü sevdiklerimizi istiyoruz. Akıbetlerini bilmek istiyoruz. 1000 haftadır soruyoruz. Kayıplarımız nerede? 1000 haftadır soruyoruz. Sevdiklerimizi kaybedenler, bu insanlığa karşı suçun fail ve sorumluları neden cezasızlıkla korunuyor? 1000 haftadır haykırıyoruz. Unutmuyoruz, unutmuyoruz, asla unutmayacağız. 1000 haftadır haykırıyoruz. Vazgeçmiyoruz, asla vazgeçmeyeceğiz. 27 Mayıs 1995’ten beri her hafta saat 12.00’de Galatasaray Meydanı’nda toplandık. Galatasaray bizim ve kayıplarımızın sesi oldu. Kimi zaman engellendik, kimi zaman yasaklandık. Şiddetle, zorla dağıtıldık kimi zaman. Gözaltına alındık, yargılandık ama ısrarımızdan bir an için bile olsa vazgeçmedik. Nasıl vazgeçelim, onlar bizim gözbebeğimizdi…

“Kayıplarımızı istiyoruz”

Gözaltında kaybedilen sevdiklerimize dokunamıyoruz ama her cumartesi onların resimlerini gururla taşıyoruz. Mezarlarına çiçek koyamıyoruz ama her cumartesi onlar için Galatasaray Meydanı’na bir karanfil bırakıyoruz. Bu gelenek kuşaktan kuşağa aktarılarak sürüp gidecek. Galatasaray Meydanı’na bakan her göz, o meydandaki her taş, devletin bu büyük utancının ve Cumartesi Anneleri’nin direncinin tanığıdır. 1000’inci haftamızda kamuoyunun karşısına tek bir taleple çıkıyoruz, kayıplarımızı istiyoruz. Karanfillerimizi Galatasaray’a değil, sevdiklerimizin gerçek mezarlarına bırakmak istiyoruz. Doğdukları, yaşadıkları topraklarda bir izleri, bir mekanları olsun istiyoruz. 1000’inci haftamızda bir kez daha ilan ediyoruz. Sevdiklerimizi bulana kadar onları aramaktan vazgeçmiyoruz.”

Ortak açıklamanın ardından kayıp yakınları da sırayla söz alarak adalet talebini yinelediler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu